Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • İçişleri Bakanlığı
  • Ankara

Valilikler

T.C. Beypazarı Kaymakamlığı
T.C. Beypazarı Kaymakamlığı
T.C. Beypazarı Kaymakamlığı
  • KAYMAKAMLIK
    Kaymakam Görev Yapmış Kaymakamlar Görev Yapmış Kaymakam Adaylarımız Kaymakamlık Birimleri İç Kontrol İlçe Protokol Listesi Kaymakamlık Logosu
  • BEYPAZARI
    Beypazarı Tarihi Coğrafi Yapı İlçe Nüfus Beypazarı Ekonomisi Video Galeri
  • MAHALLİ İDARELER
    Beypazarı Belediyesi Mahalle Muhtarları Telefon Defteri
  • HİZMETLERİMİZ
    Hizmet Birimleri Kamu Hizmet Standartları İmza Yetkileri Yönergesi
  • GÜNDEM
    Haberler Duyurular Yerel Basın
  • İLETİŞİM
°C
15
Haziran2025
Parçalı Bulutlu
23
°C
5 Günlük Hava Tahmini
temizle
  • KAYMAKAMLIK
    • Kaymakam
    • Görev Yapmış Kaymakamlar
    • Görev Yapmış Kaymakam Adaylarımız
    • Kaymakamlık Birimleri
      • İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü
      • İlçe Dernekler Bürosu Şefliği
      • Tüketici Hakem Heyeti İlçe Temsilciliği
    • İç Kontrol
    • İlçe Protokol Listesi
    • Kaymakamlık Logosu
  • BEYPAZARI
    • Beypazarı Tarihi
    • Coğrafi Yapı
    • İlçe Nüfus
    • Beypazarı Ekonomisi
    • Video Galeri
  • MAHALLİ İDARELER
    • Beypazarı Belediyesi
    • Mahalle Muhtarları Telefon Defteri
  • HİZMETLERİMİZ
    • Hizmet Birimleri
      • Beypazarı Adliyesi
      • İlçe Jandarma Komutanlığı
      • İlçe Emniyet Müdürlüğü
      • İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
      • İlçe Müftülüğü
      • İlçe Kadastro Birimi
      • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğü
      • İlçe Mal Müdürlüğü
      • İlçe Sağlık Müdürlüğü
      • İlçe Tapu Müdürlüğü
      • İlçe Orman İşletme Şefliği
      • İlçe Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü
      • İlçe Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü
      • Mehmet Akif Ersoy Halk Kütüphanesi
      • İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü
      • Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü
      • Devlet Hastanesi
    • Kamu Hizmet Standartları
    • İmza Yetkileri Yönergesi
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
    • Yerel Basın
  • İLETİŞİM

Tarihi Yapılar

 
  • MÜZELER
     
    HAMAM MÜZESİ
     

    Türk Hamam Müzesi Türk hamam ve temizlik kültürünü belgeleme, koruma ve geleceğe aktarma düşüncesiyle kurulmuştur. Bir kasaba hamamı olarak 16. yüzyılda inşa edilen Rüstem Paşa Hamamı mimarî bir değer olarak müze tarafından gerekli restorasyon çalışma ile koruma altına alınmıştır.Bunun yanı sıra Türk Hamam Müzesi yıkanmayı zengin bir kültüre dönüştüren Türk insanının, zanaatkârının ürettiği kendine özgü mirasa da sahip çıkmıştır. Türk hamamlarında yüzyıllardır kullanılan tekstil ürünleri, metal ve kemik eşyaların satın alma ve bağış yoluyla müzeye kazandırılması sağlanmış, eserlerin bakım-onarım çalışmaları tamamlanmış ve çağdaş müzecilik ilkeleri doğrultusunda uzman bir ekip tarafından sergilenmiştir

    Değişen yaşam koşuları ile gündelik hayatımızdan uzaklaşan bu zengin ve kadim mirasın bugün ancak müze mekânında yaşatılabileceği açıktır. Türk hamam ve temizlik kültürünü müstakil olarak konu edinen müze, bu anlamda Türkiye'nin ilk ve tek müzesidir. 9 Haziran 2012 tarihi itibariyle kapılarını ziyaretçilerine açan müze Rüstem Paşa Hamamında hizmet vermektedir. Müze Dr. Sema Demir, Cihan Erden, Harun Demir ve Raziye İçtepe tarafından projelendirilerek Ankara Kalkınma Ajansına sunulmuş ve kurum tarafından desteklenmiştir.

     
     
     
     
    Kent Tarihi Müzesi
     
    Beypazarı ilçesinde bulunan Kent Tarihi Müzesi, bölgenin yakın tarihine ışık tutuyor.
     
    Eski bir ilkokul olan Tarihi Kent Müze binası, Beypazarı Belediyesi'nce restore edilerek turizme kazandırıldı.
     
    İki kattan oluşan müzenin giriş katında Beypazarı bölgesinin eski çağdan günümüze kadar olan yaşam serüveni maketler, belgeler, tarihi bulgular ve video gösterileri ile anlatılıyor. Müzenin ikinci katında ise Beypazarı bölgesinin yöresel giysileri, bölgenin yönetimine, yakın tarihine ait belgeler sergileniyor. Meslek odaları bölümünde ise dokuma, nalbant, ayakkabıcı, fotoğrafçı, semerci, berber gibi mesleğine damgasını vurmuş ve halen geleneksel mesleğini icra edenlerin iş yerleri canlandırılıyor. Bu iş yerlerinde bizzat meslek erbaplarının kendileri canlandırılmış ve geçmişteki iş yerleri aynen yaşatılarak ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
     
     
     
    Yaşayan Müze
     
    Türkiye’nin ilk ve tek uygulamalı kültür müzesi Yaşayan Müze, halk yaşamı ve onun ürettiklerini sergileme düşüncesiyle 23 Nisan 2007’de eğitimci ve kültür bilimci Dr. Sema Demir tarafından kurulmuştur. Yaşayan Müze, geç dönem Osmanlı mimarîsinin seçkin örneklerinden biri olan tipik bir Türk evinde hizmet vermektedir. Bu konak, Beypazarı’nın ileri gelen ailelerinden Abbaszadelerin büyük oğlu Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. İngiltere’ye tiftik ihraç eden tacir Ali Bey’in eşi Fatma Hanım da Beypazarı’nın Cumhuriyet dönemindeki ilk kadın öğretmenidir. Bu yönüyle aynı zamanda bir bellek müzesi olan Yaşayan Müzenin aslında küçük boyutlarla da olsa, açık hava müzelerinin Türkiye’deki ilk olduğu söylenebilir. Ülkemizde henüz bir örneği bulunmayan açık hava müzelerini diğer müzelerden ayıran özelliklerin başında bu tür müzelerde kullanılan sergileme yöntemleri gelir. Açık hava müzelerinde kullanılan sergileme tekniği, bağlamı kurgulamaya yöneliktir. Bu anlamda çeşitli canlandırma, yorumlama teknikleri ve etkileşimli sergileme yöntemlerini kullanan Yaşayan Müze, bu müzelerin Türkiye’deki temsilcisi durumundadır.
     
    Yaşayan Müze, hem halk biliminin çalışma alanı olan açık hava müzelerinin ilk örneği konumundadır hem de dünya müzecilik çalışmalarının yakın takipçisidir. Müze, çalışmalarında insanı yani ziyaretçisini merkeze alır. Müzede, iletişim ve etkileşim odaklı yaklaşımlar, geçmişi ziyaretçi için erişilebilir kılmanın bir yolu olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda müzenin ötesinde bir sahneye dönüşen Yaşayan Müze, ziyaretçisini seyirci olmaktan çıkarır. Ziyaretçi, sergilenen gösterinin bir parçası haline gelir. Amaç, müzenin iletmek istediği düşünceleri etkili ve unutulmaz kılmaktır.
     
    Somutun yanı sıra somut olmayanı da korumayı amaçlayan müzecilik anlayışı Avrupa, Uzak Doğu ve Amerika’da oldukça yaygındır. Halk bilimi müzeleri içerisinde değerlendirilen bu müzeler genellikle halk sanatları ve gelenekleriyle ilgilenirler. Bu doğrultuda Türkiye’de yaygınlık kazanmasını umduğumuz farklı bir müze olarak kurulan Yaşayan Müze dünyadaki benzer müzeler içinde de ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Yaşayan Müze geçmişimizin zengin ve köklü kültürünü ziyaretçilere göstermenin ötesinde ziyaretçisine bu kültürü uygulama ve yaşatma olanağı vermektedir. Burada etkinliklerin merkezinde yer alan ziyaretçiler kültürü etkin bir şekilde öğrenirler. Zira Yaşayan Müze “İşitirim, unuturum; görürüm, hatırlarım; yaparım, öğrenirim.” felsefesini kendine ilke edinmiştir.
     
    Yaşayan Müze, kurulduğu 2007 yılından bugüne “Orta Asya'dan Getirdiklerimiz: Keçe Sanatı”, “Geleneksel Çocuk Oyunları ve Oyuncakları”, “Hızır ve İlyas Buluşması: Hıdırellez”, “Hayâl Perdesi: Karagöz ve Hacivat”, “Masal Diyarına Yolculuk: Masal Geceleri”, “Ihlamur Baskının Desenlerinde Kaybolmak”, “Türk Yazı Kültürü: Göktürkçeden Osmanlıcaya…”, “Sudaki Hâyâl: Ebru Sanatı”, “Atasözlerimiz, Deyimlerimiz ve Öyküleri”, “Koç Boynuzu’ndan Eli Belinde’ye Türk Kültüründe Motifler”, “Geç Osmanlı Döneminde İlân-ı Aşklar”, “Gelin Kınan Kutlu Olsun”, “Masal Masal İçinde, Masal Yaşayan Müze İçinde” , “Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları “, “Mitolojiden Tarihe Tufan ve Aşure” başlıklarını taşıyan sergiler ve etkinlikler düzenlemiştir.
     
     
     
     
    Beypazarı Kültür ve Tarih Müzesi
     
    Nurettin Karaoğuz tarafından bağışlanan konak, 1996 yılından itibaren “Beypazarı Tarih ve Kültür Evi” olarak kullanılmaktadır. Beypazarı kültürünü yansıtan eserlerin, kıymetli madenlerin, antika eşyaların ve Beypazarı tarihine ışık tutan tarihi belgelerin sergilendiği Kültür Evi; görülmeye değer bir Beypazarı mirasıdır.
     
    Müze etnografik bir müze özelliği taşımakta ve mimarisiyle bir Beypazarı Evi'ni canlandırmakta, gündelik hayatı gözler önüne sermektedir. Buna ek olarak müze girişinde bu yörede bulunan Roma dönemine ait dor tarzı sütunlar, çocuk mezarı kapağı ve yazıtlar bulunmaktadır. Selçuklu dönemine ait koç heykeli, Osmanlı'da kullanılan küpler ve buğday ambarı bulunmaktadır.
     
    Beypazarı ile ilgili tüm tarihi dönemler, maketler, kalıntılar, her döneme özgü eserler ve tüm belgeler müzede görülebilir. Akademik çalışmalar için de bir arşivi olan müze, ilçenin tarihini tüm ayrıntılarıyla canlandırmaktadır
     
     
     
    Anadolu Açık Hava Müzesi - Yaşayan Köy Müzesi
     
    Türkiye’nin gerçek anlamda ilk açık hava müzesi olma payesine erişecek olan “Anadolu Açık Hava Müzesi - Yaşayan Köy Müzesi”nin adına yakışır bir şekilde Anadolu’nun kültürü sergileniyor Bu kültürel değerlerin başında Anadolu mimarîsi geliyor. Müzede mimarî çeşitlik, içindeki yaşam ile birlikte sergileniyor
     
    25 dönümlük müze yerleşkesinde hizmet veren müzede şimdilik İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinin yaşamlarını örnekleyecek evler inşa edilmiş. Bu geleneksel yapıların mimarî projeleri 17. ve 19. yüzyıl planlarına uygun olarak yapılmış. Evlerin inşasında tamamen yörelere özgü malzemeler, teknikler kullanılmış. Hatta evlerin inşasında yerel ustalar çalışmış. Evlerin içi, ilgili bölgelerden edinilen eşyalarla döşenmiş. Geleneksel yaşam alanlarına ek olarak müze yerleşkesinde pekmezhane, çamaşırhane, çeşme, fırın, mescit, türbe ve haziresi gibi kamusal mekanlara da yer verilmiş. Hatta Yaşayan Köy’de sayıları oldukça azalan ustaların mesleklerini icra etmeleri için 16 dükkanlık bir Osmanlı çarşısı da var. Süpürgeci, yorgancı, sepetçi, oyuncakçı, şekerci, mücellit ve marangoz ustalarının geçmiş günlerde olduğu gibi birlikte çalışabilecekleri bu şirin çarşıda ustaların sanatları sergilenecek ve ziyaretçilerin beğenisine sunulacak
     
    Dr. Sema Demir, Anadolu Açık Hava Müzesinin sürdürülebilir ekoturizmin Beypazarı’nda uygulanacağı başarılı bir örneğe dönüşebileceğinin de altını çiziyor. Çünkü Anadolu Açık Hava Müzesi, doğa ve kültür arasındaki bağı yeniden anlamlandırmayı, yorumlamayı ve canlandırmayı hedefliyor. Anadolu Açık Hava Müzesinde küçük çaplı da olsa geleneksel yöntemlerle doğal tarım ve hayvancılık da yapılacak. Müze restoranında ve kahvesinde ise bu ürünlerden yapılan geleneksel yemekler ve içecekler servis edilecek.
     
    Dr. Sema Demir, Anadolu Açık Hava Müzesinde de Yaşayan Müze ve Türk Hamam Müzesinde olduğu gibi daha yoğun olarak kadın çalışma arkadaşlarının tercih edileceğini belirtti. Kadınların istihdam oranının Yaşayan Müzede %70 olduğuna dikkat çeken Demir, onların erkeklere göre daha fazla insiyatif alabildiğini, işi kendi işleri gibi sahiplendiğini kısaca girişimci ruh taşıdıklarını ifade etti. Garanti Bankası, KAGİDER ve Ekonomist Dergisinin birlikte düzenlediği Kadın Girişimcilik yarışmasının 2015 Kadın Sosyal Girişimcisi Birincisi olan Dr. Sema Demir çok ciddi bir bütçeyle yine kendi doğduğu topraklara yatırım yapmayı tercih etmiş. Kendi yatırımı yanında son projesi Yaşayan Köy için hem Ankara Kalkınma Ajansı’ndan hem de Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan (TKDK) da destek almış. Sosyal girişimcilik alanında kendisine verilen birincilik unvanının bir kez daha hakkını vermiş oluyor.
     
     
  • TARİHİ SULUHAN NASUH PAŞA HANI
     
    Beypazarı ilçesi Zafer Mahallesi’nde, kendi adını verdiği Suluhan mevkiinde yer almaktadır.
     
    Yapı, kuzeyindeki Demirciler Sokağı ile güneyindeki Suluhan Sokağını, doğuda -giriş cephesi önünde- küçük bir meydanla birbirine bağlayan Yüksek Kaldırım Sokağıyla çevrilidir.
     
    Yapı, tarihi çarşının güneybatı ucunda yer alan ve ortasındaki su öğesinden dolayı halk tarafından “Suluhan” olarak adlandırılmış, tipik bir Osmanlı şehir içi hanıdır.
     
    Istanbul’da Nasuh Paşa Vakfı’na ait 17 Mart 1613 tarihli vakfiyesinden de anlaşılacağı üzere, büyük hanın içinde yirmi altı oda ve bir mescit ve kervan hanı ile ellidört dükkan ve arasında pazarı ve akarsu bulunmaktadır. Suluhan, vakfiyesinde de belirtildiği gibi, ticari işlevi yanında, Istanbul – Ankara güzergahını kat eden kervanların bir menzil hanıdır.
     
    Beypazarı ilçe merkezinde ve şehrin tam ortasında bulunan kervansaraylardan olan Suluhan’da(nasuhpaşa) hanı restore çalışmaları tamamlandı.
     
    Yap işlet devret modeliyle restore edilen Suluhan Kervansarayının içinde yaklaşık 50 dükkan ile salon, kafeterya ve diğer bazı alanlar bulunmaktadır
     
  • TARİHİ CAMİLERİMİZ
     
    Sultan Alâaddin Camii
     
     
    Beypazarı İlçesi’nde Cami-i Bebir ya da Paşa Camisi de denilen , kentin en güzel camilerinden biri vardır. Tarihi niteliğe sahip cami çarşı içinde yer almaktadır.
     
    İnşa tarihi Ebuzziya takvimine göre H. 1221¬1225 (M. 1805¬1809) yıllarına rastlar. Cami Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’a mal edilmektedir. Fakat caminin isminin orada harap olan camiinin yerine yapılan camiiye aktarıldığı da düşünülür
     
    Doğu duvarı hemen hemen ilk haliyle günümüze kadar gelmiştir. Kesme taş duvarlarla yapılmıştır. Beypazarı‘nda ki büyük yangınlardan nasibini çokça aldığı bilinmektedir. Cami bir minareli olup Selçuklu eserlerinin tipik bir örneğidir
     
    Rivayete göre caminin temeli atılırken, halka gusül abdesti almaları söylenmiş, halk da abdest almak için su bulunmadığını ileri sürünce, temel atmaktan vazgeçip Sultan Alaaddin’in Veziri Rüstempaşa tarafından hemen caminin yanına şehrin en iyi sularından ve Vezirin adı verilen Rüstempaşa suyu getirilmiş yanına da Rüstempaşa hamamı yaptırıldıktan sonra caminin temeli atılmışdır. Türkiye’nin ancak birkaç yerinde bulunan Peygamber Efendimizin Sakal¬ı Şerifi bu camide de bulunmaktadır.
    Akşemsettin Camii
     
    Akşemseddin tarafından yanında bir medreseyle birlikte 6. yüzyıl başında ahşap olarak yapılmış olduğu rivayet edilmekte.1869 Beytepe mahallesi yangınında tamamen yanmıştır
     
    Daha sonra Çayırlıoğlu Zeki Efendi tarafından bu sefer taştan yaptırılmıştır.Minare yapacak usta bulunmadığından bu caminin minaresi rumi 1920 tarihinde Hristiyan usta tarafınfan sonradan inşa edilmiştir.Beypazarı'nda ikamet etmiş, bir camii ile değirmen yaptırmış olan Akşemseddin'in asıl ismi Mehmet Şemseddin ve babasının ismi Hamza'dır.Kendisi Hacı Bayram Veli'nin mürididir.
     
    Cami, Beypazarı'nda Ankara Caddesi, Beytepe Sokakta yer almaktadır. Eğimli bir arazide yer alan cami, dikdörtgen planlı, kesme taş duvarlı ve ahşap tavanlı, beden duvarları kesme taşla yapılmıştır. Kuzeydoğu köşede kare kaidesi üzerinde basık kürevî kürsülü minare, çok kenarlıdır. Kuzey cephede giriş kapısı yuvarlak kemerli, pencereler ise basık yay kemerlidir. Kıble ve batı cepheler, arazi seviyesinin meyilli oluşu dolayısı ile diğer cephelerden daha yüksek olup, caminin altında dükkanlar yapılmıştır. Gerek birinci katın zemin hizası ve gerekse saçak seviyesi pahlı silmelerle nihayetlenir.
     
    Beden duvarları üzerinde mekânı aydınlatan pencereler, sivri kemerli ve alçı şebekelidir. Mihrap yarım silindirik basit bir niş halinde olup yenidir. Minber taştandır. Süpürgelik kısmının üzeri, yan yaprakları alta dönük palmetlerle süslenmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in Hocası Akşemsettin adına XV. yüzyıl ortalarında yapılmış olduğu rivayet edilen cami, daha sonraki yüzyıllarda birkaç defa tamir görmüştür. Son olarak XIX. yüzyıldaki şekline göre, Vakıflar Genel Müdürlüğünce yeniden yapılmıştır.
     
    Kurşunlu Camii
     
     
    Beytepe Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi'nde eğimli bir arazide yer alan cami kare planlı, kubbeli bir yapıdır.
     
    Duvarları kesme taşlarla örülen caminin önünde, üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunur. Kesme taş minaresi, kuzeybatı köşede yer alır. Doğu ve batı cephelerde altlı üstlü dizilmiş ikişer pencere, güneyde altlı üstlü üç sıra halinde dizilmiş ikişer pencere görülür. Dıştan kurşun kaplı kubbenin kasnağında dört tarafta birer pencere açılmıştır. Camiye kuzeydeki üç kubbeli son cemaat yerinden yüksek bir niş içindeki kemerli bir kapı ile girilmektedir.
     
    Caminin içinde kuzeyde beş kemerin taşıdığı bir mahfeli olup, alt kısmın tavanı ahşap göbekle süslenmiştir. Yüksek kubbeli kare planlı ana mekanda kubbe kasnağında tromplarla daireye geçilmiştir. Alçıdan sade bir mihrap ve yeşile boyalı ahşap minberi vardır. Bütün pencereler içte kemerlidir. Giriş mekanının iki yanında ahşap mahfeller, üstünde kadınlar mahfeli bulunur.
     
    İncili Camii
     
     
    Rüstempaşa Mahallesi, Kuyumcular Sokakta bulunan cami, düzgün kesme taşlarla yapılmış, kare planlı bir yapıdır.
     
    Kuzeybatısında ahşap minare yükselir. Batı cephesinde altlı üstlü ikişer pencere, güneyde üç, doğuda dört pencere görülür. Kuzeybatısında ahşap minare bulunur. Kuzey cephedeki kapıdan üstü ahşap tavanla örtülü, kare planlı camiye girilir. Güneyinde alçıdan yapılmış mihrap ve ahşap minber yer alır. Yapının üstü kiremitli çatıyla örtülüdür.
     
    Camii, giriş kapısı üzerindeki onarım kitabesine göre, Sultan II. Abdülhamit devrinde, bir yangın sonucunda tamamen yok olmuş ve Abbas Zade Hacı Mehmed" adlı bir hayırsever tarafından, H.1319 (M.1901) yılında yeniden inşa edilmiştir. Mihrap bordüründeki yazı kuşağında 1816 tarihi geçmektedir. Buna göre caminin ilk inşası için 19. yüzyılın son çeyreği düşünülebilir.
     
    İncili Camii, Beypazarı ticari dokusu içerisinde, 19. yüzyıl sonu - 20. yüzyıl başlarında inşa edilmiş "cami-dükkân işlevli" yapıların güzel bir örneğidir.
    İmaret Camii
     
     
    Beytepe Mahallesi, İmaret Sokakta bulunan ve H. 1304 (1886) tarihli Osmanlı dönemi yapısı olan kare planlı yapının, dış duvarları taştan olup, iç duvarların alt kısmı moloz taş, üstü kerpiçten yapılmış ve üzeri sıvalıdır.
     
    Güney duvarına altta iki ve üstte üç pencere, doğu duvarına altlı üstlü üçer pencere, batı duvarına altlı üstlü ikişer pencere açılmıştır. Kuzey cephedeki çift kanatlı kapıdan yapıya girilir. Giriş mekanının sağından minareye, solundan ahşap kadınlar mah- feline çıkılır. Giriş mekanının iki yanında ahşap mahfeller yer alır.
     
    Ana mekanın üstü, ortasında süslü bir göbek bulunan ahşap tavanla örtülüdür. Tavanın dört köşesinde bitkisel motiflerle süslü birer üçgen motifi görülür. Yapının üstü kiremit çatıyla örtülüdür.
    Tabakhane Camii
     
     
    Tabakhane Camii, Beytepe Mahallesi, Çarşı Sokakta bulunmaktadır.Söylemezzâde Hafız Hüseyin Efendi tarafından H. 1314 (1896) tarihinde yaptırılan Osmanlı dönemi yapısı olan cami, kare planlı, duvarları düzgün kesme taşlarla yapılmıştır.
     
    Batı cephede üç, doğu cephede bir dikdörtgen pencere, kuzeyde üç yuvarlak pencere görülür.İçten yapının üstü ve döşemesi yeşile boyanmış ahşapla kaplıdır.
     
    Güney duvarın ortasında maviye boyanmış mihrap ve yeşile boyanmış ahşap minber yer alır.Kuzeyde kapının solundaki merdivenlerden ahşap parmaklıklı kadınlar mahfiline çıkılır.
     
    Yapının üstü kiremitli çatıyla örtülüdür. Kuzeybatı köşesinde ahşap minare yer alır.Kare biçiminde mermer üzerine Eski Türkçe sülüs ile yazılmış dört satırlık kitabesi mevcuttur.
    Yeni Camii
     
     
    Yeni Cami, Ankara İli, Beypazarı İlçesi merkezi Hanlarönü mevkiinde bulunmaktadır
     
    1897 yılında inşa edilen cami Geç Osmanlı Dönemi yapısıdır. Banisi Hacı Abdullahzade Mustafa Efendi olan cami, yamuk planlı, yığma ve kesme taştan, eğimli, kırma çatıdan inşa edilmiştir.
     
    akın tarihli yenileme yapılmamış olmasına rağmen sağlam olan cami Koruma Kurulu kararıyla 1976 yılında 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir.
     
    Batı cephesinde altı pencere, güney cephede yuvarlak kemerli iki pencere yer alır. Doğu cephesi sıvalıdır. Mihrap renkli mozaik kaplı olup, sağında yeşile boyanmış ahşap minber yer alır. Yapının döşemesi ve tavanı ahşaptır. Girişin iki yanında ahşap parmaklıklı mahfel- ler, üstte kadınlar mahfeli görülür. Yapının üstü kiremitli çatıyla örtülüdür. Yapının kuzeydoğu köşesinde ahşap minare yükselir
  • TARİHİ MESCİDLERİMİZ
     
    Hocakiriş (Abbaszade) Mescidi
     
     
    İstiklal Mahallesi, Çınar Sokak No.17'de Abbaszâdeler tarafından XIX. yüzyılda yapılan bir Osmanlı dönemi yapısıdır.
     
    Yapının batı duvarı ahşaptan, diğer kısımları taştan yapılmış olup, dıştan sıvanmıştır. Kare planlı yapının üstü içten ahşap tavan, dıştan çinko kaplı kırma çatıyla örtülüdür. Yapının güneyinde mihrap yer alır. Batı cephede sağda kapı, iki büyük ve bir küçük pencere görülür. Yapının önünde dış avlusu vardır. Mescid 2016 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restorasyonda geçerek yeniden ibadete açılmıştır.
     
    Hacılar Köprüsü Mescidi ( Galibi İbadethane)
     
     
    Hacılar Köprüsü Mescidi,Beypazarı İlçesi merkezinde, Beytepe Mahallesi Hacılar Köprüsü Sokaktadır.
     
    19. yüzyıl yapımı mescit Geç Osmanlı Dönemi yapısıdır. Kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen cami, dikdörtgen planlı, iki katlı, düz taş ve yığma taştan inşa edilmiştir. Evliya Çelebi'nin de Beypazarı'na geldiği sürelerde konakladığı yaklaşık 800 yıllık mescit, aslına uygun olarak restore edilerek yeniden ibadete açıldı.
  • TARİHİ TÜRBELERİMİZ
     
    Boğazkesen Kümbeti
     
    Boğazkesen Kümbeti, Beypazarı İlçesi merkezinde bulunan Kumsüren Mahallesi Kumsüren Sokaktadır. İnözü vadisinin girişindedir.
     
    Selçuklu Dönemi 13. yüzyıl yapılmış bir kümbettir. Kitabesi olmayan kümbette iki kişi medfundur. Türbe içinde alçı duvarın üzerine kazılmış Emr Şahmet Paşa Asaf Ebal ismi okunmaktadır. Burada yatanlardan birini ismi olduğu düşünülmektedir. Selçuklu Türbesi olarak da anılmaktadır.
     
     
    Yediler Türbesi
     
    Yediler Türbesi, Beypazarı İlçesi İnözü Boğazında ilçe merkezine 3 km yakınlıkta diğer boğazın birleştiği noktadadır. Beypazarı Karaşar yolu kenarındadır.
     
    Yedilerin Horasan’dan bölgeye gelip burada tekkelerini kurup irşad ederken vefat ettikleri rivayet edilmektedir.
     
    Türbe 17.yüzyıl Osmanlı yapısıdır. 8x7,7 m ölçülerinde kareye yakın dikdörtgen planlı yığma taştan inşa edilen türbenin çatısı kiremitle kaplıdır. Türbe içinde adından da anlaşılacağı üzere yedi sanduka bulunmaktadır. Vakıfların mülkiyetinde olan türbe koruma kurulu kararıyla 1992 yılında 2. Derece Anıtsal Eser olarak tescillenmiştir.
    Gazi Gündüzalp Türbesi
     
    Gazi Gündüzalp Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Bey’in dedesi, Ertuğrul Gazi’nin babasıdır. Eşi Hayme Ana’dır. Türklerin Kayı boyundandır. Ertuğrul Gazi haricinde Sungurtekin, Gündoğdu ve Dündar adında üç oğlu daha vardır. Kayı Boyu Hazar etrafından yaklaşık 3.500 km yol kat ederek, Söğüt ve çevresine yerleşmiştir. Gazi Gündüzalp Hırkatepe Köyü civarındayken Rumların ani bir baskınıyla burada şehit düşmüştür.
     
    Mezarında 40 Kayı mensubu kişi bırakılmış ve hem mezara sahiplenmişler, hem de orayı yurt edinmişlerdir. Bu yüzden Kırka olarak anılan köyün adı zamanla Hırka(tepe) olarak değişmiştir. Caber Kalesi yakınında bulunan Süleyman Şah mezarında da Gazi Gündüzalp’in medfun olduğu ikisinin aynı kişi olduğu da söylenmektedir.
     
    Türbe üzeri bir çatıyla kaplanmış, namaz kılmak için bir bölümü olan açık bir türbedir.
     
    Türbe öncelikle hayır duası için ziyaret edilmektedir. Köyün kurucusu, Osmanlı’nın dedesi olan Gazi Gündüzalp askere gidenler tarafından ziyaret edilir, gençler buradan dualarla uğurlanır. Ayrıca türbe yağmur duası içinde her yıl düzenli olarak ziyaret edilmektedir.
     
     
    Karacaahmet (Karadut) Türbesi
     
    Karacaahmet Türbesi, Ankara İli Beypazarı İlçesi İnözü Boğazında Başçeşme Önü mevkiindedir.
     
    Karaca Ahmet Sultan Üsküdar’da Karacaahmet Mezarlığında medfundur. Anadolu’da birçok yerde Karaca Ahmet adını taşıyan makam bulunmaktadır. Tarihi kayıtlarda Beypazarı’nda Karaca Ahmet Sultan Dergahı ve tekkesi bulunmaktadır. Halk türbeye Karacaahmet Tekkesi de demektedir. Bu türbede medfun bulunanların bu dergahta görevli dervişlerden olduğu düşünülmektedir. Kültür envanterinde Karadut Türbesi olarak anılmaktadır.
     
    Türbe Selçuklu Dönemi 13 veya 14.yüzyıl yapısı olduğu düşünülmektedir. Yığma ve keseme taştan dikdörtgen planlı, birbirine açılan iki odadan oluşmaktadır. Türbe kiremit örtülüdür. Giriş odasında iki mezar, ikinci odada biri çocuk iki mezar da bulunmaktadır. Türbe Koruma Kurulu kararıyla 1.Derece Anıt olarak tescillenmiştir.
     
     
    Kaygusuz Abdal Türbesi
     
    Kaygusuz Abdal Türbesi, Beypazarı Kabaca Mahallesi mezarlığındadır.
     
    Kaygusuz Abdal Alaiye (Alanya) Beyinin oğlu iken Abdal Musa’ya intisap etmiş uzun yıllar hizmetinde kalmıştır. Gaybi mahlasıyla yazmış olduğu şiirleri meşhurdur. Mısır’a giderek burada vefat ettiği bilinmesine rağmen, bazı kaynaklara göre 1168 yılında Kabaca Köyüne gelerek burada vefat etmiştir.
     
    Türbe içindeki güneydoğu köşede kalan sandukanın üzerinde Kaygusuz Derviş, bu mezarın solunda kalan sandukada Kaygusuz Musa, giriş kapısının yakınındaki sandukada yine Kaygusuz Derviş adı görülmektedir. Burada medfun olan şahısların Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin tarikatı olan Bayramiye tarikatına mensup oldukları, Abdal Musa’ya olan saygılarından dolayı türbenin bu adı aldığı düşünülmektedir.
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
 
 
 
https://www.tccb.gov.tr/
https://www.icisleri.gov.tr/
https://www.turkiye.gov.tr/
https://www.cimer.gov.tr/
 
  • Resmi Gazete
  • Kullanım ve Gizlilik
Hacıkara Mahallesi Anafartalar Sokak No:1 Beypazarı / ANKARA
0312-763 10 04
 
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız